Anarşi Tarihi Nedense kuvvet şurubu gibi, bir övünme şurubuna çevirdiğimiz Osmanlı tarihi, gerçekte tam bir anarşi tarihidir. 1- 1519'da Tokat dolaylarında Şeyh Celali'nin öncülüğündeki ayaklanmalar... Osmanlı tarihinin nasıl ve neden bir anarşi tarihi olduğu ve 36 padişahtan 14'ünün nasıl ve neden devrildiği, ayrıntılarıyla incelenmeden; sadece "Türk'e Türk propagandası" yapmakla varılacak yer; resmi resepsiyonlarda dahi, birtakım kaygı fıskıyelerinin çoğalması olur... |
| |
Osmanlı Dönemindeki Kürt İsyanları
Cumhuriyet Dönemi Kürt Ayaklanmaları
Çetin Altan |
2 Mart 2008 Pazar
SASON /İSYANLAR TARİHİ/ÇETİN ALTAN
SİİRTLİ ÜNLÜLER
Hikmet Şimşek
1924'te Siirt'in Pervari ilçesinde doğdu. Müziğe ilgisi nedeniyle 1946 yılında Harbokulu'ndan ayrılarak Ankara Devlet Konservatuvarı'nın kompozisyon bölümüne giren , E. Zuckmayer ve Ferit Alnar ile çalıştıktan sonra Adnan Saygun'un öğrencisi oldu. 1953'te mezun olan ünlü sanatçı aynı konservatuvara öğretmen olarak atandı. Konservatuvar orkestra ve korosunu yöneterek şefliğe ilk adımını atan Şimşek, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nı (CSO) başarılı bir şekilde yönetince dikkatleri üzerine çekti ve yurt dışına kursa gönderildi. 1959 yılında yurda dönünce de CSO'ya yardımcı şef olarak atandı. 25 yıla yakın bir süre boyunca CSO'daki şeflik görevinin yanı sıra, Ankara Devlet Konservatuvarı'nda öğretmenliğe de devam etti.
Türkiye'de büyük çoğunluk onu pazar günleri TRT 1 ekranında yönettiği 'Pazar Konseri' ile tanıyordu. Şimşek'in bu konserlerinin en önemli özelliklerinden biri de çalacağı parçaları seyircilere anlatmasıydı. Bu onun kişiliğinin adeta bir göstergesiydi. Yaşamı boyunca çocuklardan büyüklere kadar her yaş grubuna müziği anlattı, icra etti.
sadece klasik müziğin Türkiye'de yerleşmesine katkıda bulunmamış, Türk besteci ve sanatçılarının yurt dışında da tanınmalarını sağlamıştı. Onların eserlerini yurt dışındaki orkestralarla icra etmiş ve plak kayıtlarını yapmıştı.12 Ekim 2001 tarihinde öldü.
HAKKINDA YAZILANLAR
Efsane Şef Veda Etti
Hürriyet 13 Ekim 2001
1924 yılında Siirt'te doğan, tüm Türkiye'ye klasik müziği sevdiren Şimşek, yurtdışında plak kaydı yapan ilk Türk orkestra şefiydi.
Ünlü orkestra şefi, Devlet Sanatçısı dün yaşamını yitirdi. Beynindeki tümör nedeniyle bir süredir rahatsız olan sanatçı Gülhane Askeri Tıp Akademisi Hastanesi'nde tedavi görüyordu.
SANAT SERVİSİ
Ölümü, herkesi üzdü hizmetleri unutulmaz
Gürer Aykal (Şef):
Türkiye'ye her alanda yaptığı hizmetler hiçbir zaman unutulmaz. Özellikle müzik eğitimine genç yaşından son günlerine kadar sürekli yaptığı katkılar ileride meyvesini verip onun huzur içinde yatmasını sağlayacaktır. Bütün müzikseverlere, müzisyenlere baş sağlığı diler, ailesine üzüntülerimi içtenlikle paylaştığımı bildirmek isterim.
Bestecilerimizi yüreklendirdi
Cem Mansur (Şef): Türk bestecilerinin dünyaya duyrulmasında çok önemli bir yeri vardı. Onların eserlerini yurt dışında seslendirdi, plak yaptı. Şu an Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası ile konser vermek üzere Bandırma'da bulunuyoruz. Bütün orkestra büyük bir üzüntü içinde. Kendisini çok fazla tanıma fırsatım olmamıştı ama yaptıklarını yakından izliyordum. Çok büyük bir kayıp.
Plak yapan ilk şef
klasik müzik alanında bir çok ilki başaran müzikçilerden biriydi. Türkiye'deki ilk müzik festivallerini yönetti. Evrensel müziğin yurt alanına yayılmasında öncülük ederek Ankara Radyosu Oda Orkestrası ile Çoksesli Korosu'nun ve televizyon müzik bölümünün kurulmasına hizmet etti. Bu kuruluşlarda iki yıl süreyle yöneticilik yaptı.
, İzmir, Çukurova ve Bursa Devlet Senfoni Orkestraları'nın da kuruculuğunu üstlendi. Sanatçı, çağdaş, evrensel Türk müziğinin gönüllü misyoneri olarak yurtiçinde sunduğu bini aşkın konser, radyo ve televizyon programlarının yanı sıra, yurtdışında yönettiği 200 kadar konserin büyük çoğunluğunda bu eserlerin tanınmalarını sağladı. Şimşek, Türkiye'deki birçok ilk etkinliğin yanı sıra, yurtdışında plak kaydı yapan ilk Türk orkestra şefiydi. , ressam Nihal Şimşek ile evliydi.
Coşkun Aral, 1 Mayıs 1956'da Siirt'te doğdu. Basın fotoğrafçılığı mesleğine 1974 yılında Günaydın ve Gün gazetelerinde başladı. 1976 yılında Ekonomi ve Politika gazetesinde devam etti. 1977 yılı kanlı 1 Mayıs olaylarında çektiği fotoğraflarla ilk kez Sipa Press ajansı vasıtası ile adını dünya basınında duyurdu. Bu olaya ilişkin fotoğraflarıyla Time, Newsweek dergilerinde yer aldı. Bunu izleyen yıllarda Sipa Ajansının Türkiye muhabirliğini üstlendi. Bu arada Türk basınında da Türk Haberler Ajansı, Milliyet, Hürriyet gazeteleri ile free lance çalıştı. 1980 yılında ilk defa Sipa ajansı adına Türkiye dışında görev aldı. Polonya'da ünlü Gdansk Grevi, İran, Irak olaylarına ilişkin çalışmalarıyla uluslararası platformda adını duyurmaya başladı. 1980, 12 Eylül darbesini daha önce yaptığı arşiv çalışmalarıyla ünlü Newsweek, L'Express dergilerinin kapaklarında ve yüzlerce uluslararası dergi sayfalarında yansıttı. 14 Ekim 1980 günü kaçırılan bir uçakta dünyada ilk kez hava korsanlarıyla bir röportaj gerçekleştirerek Türk ve dünya basınında adından söz ettirdi. Aynı olayla Türkiye ve dünyanın çeşitli ülkelerinde ödüller aldı. 1980 yılından itibaren sürekli olarak Lübnan, İran, Irak, Afganistan, Kuzey İrlanda., Çad ve Uzakdoğu'da meydana gelen savaşları görüntüledi. Time, Newsweek, Paris-Match, Stern, Epoca gibi dergiler adına savaş fotoğrafçısı olarak mesleğine devam ediyor. 1986 yılında fotoğrafa ilaveten Türkiye'de 32. Gün adına başlatığı savaş TV muhabirliğini asıl mesleği ile birlikte şu anda Haberci adlı televizyon haber belgeseli yapımcılığını da sürdürüyor. 1983/85 yılları arasında çektiği savaş fotoğrafları Paris'te FNAC'da sergilendi. Aynı yıllarda NewYork'ta Time Life Galerisi 'nde savaş fotoğrafları sergilendi. 1988 yılında Ara Güler ile birlikte Danimarka ve Finlandiya'da bir sergi açtı. 1993 yılında Almanya'nın Düsseldorf kentinde yabancılar kültür merkezinde "Savaş ve İnsan" konulu bir sergi hazırladı. 1983 yılında aralarında National Geography'nin ünlü fotoğrafçısı Reza ve Yan Morvan 'nın da bulunduğu dört savaş fotoğrafçısı ile birlikte hazırladığı "Galile'de Barış" adlı savaş fotoğraf albümü Edtion de Minuit tarafından yayınlandı. Lübnan savaşını konu alan bu kitap, daha sonra Almanya ve Cezayir'de basıldı. Yine New York'ta Pantheon yayın evi tarafından son dönemin en iyi 31 savaş fotoğrafçısını War Torn kitabında yer aldı. 1988 yılında Türkiye: Bin millik büyük serüven adlı macera fotoğraf albümü yayınlandı. 1995 yılında Amerika Birleşik Devletlerinde Fielding Wordwide Yayınevi tarafından biri 'Savaş Tehlikeli Işık' diğeri 'Dünyanın En Tehlikeli Yerleri' adlı iki kitabı yayınlandı.
Şu anda da yapım ve yönetimini üstlendiği Haberci programının Türkiye'nin yanısıra uluslararası TV kanallarında da yayınlanmaktadır.
AYDIN BİLGİN
1944 Siirt’te doğdu.
Okul öncesi ilk resim eğitimini amcası ressam
Şefik Bilgin’den, okul yıllarında lise resim öğ-
retmeni Kırşehir’li İbrahim Bayram’dan aldı.
1967 Siirt lisesi Karma Resim Sergisi,Vali Mehmet
Aldan’dan TAKDİRNAME
1968-73 D.G.S. Akademisi (M.S.Ü) D’grubu Resim Sa-
natçısı Prof.Z.F.İzer ve Prof.Ö. Altan’ın Atöl-
yelerinde yetişti.
1971 D.G.S.A. Can İren Resim Yarışması II.ÖDÜL
1973 D.G.S.A. Ahmet Andiçen Resim Yarışması I.ÖDÜL
İstanbul Beyoğlu Şehir Galerisi
1.KİŞİSEL RESİM SERGİSİ
Akademik Kariyerini başarı ile tamamladı.
YÜKSEK LİSANS’la mezun oldu.
1974-99 Adapazarı Ozanlar Lisesi (Şht. Üstğ.Selçuk
Esedoğlu Lisesi) Resim ve S.Tarihi öğrt .liği
1977 Adapazarı Doğan Gıda Sanayi İsim ve Amblem
yarışması II.ÖDÜL
1979 Ankara İnsan Hakları Afiş Yarışması
SERGİLENMEYE DEĞER
1992 Konya Mevlana Resim Yarışması.
SERGİLENMEYE DEĞER
Adapazarı (AS) ARSELİ SANATEVİ kurucusu
Adapazarı 2.KİŞİSEL RESİM SERGİSİ
1995 İstanbul Tekel Geleneksel
8.Resim Yarışması
SERGİLENMEYE DEĞER
1996 Sakarya Güzel Sanatlar Galerisi
3.KİŞİSEL RESİM SERGİSİ
1997-98 Adapazarı Şht. Üstğ.Selçuk Esedoğlu Lisesi
BRANŞINDA BAŞARILI ÖĞRETMEN ÖDÜLÜ
Adapazarı B.Şehir Belediyesi.Kültür ve Sanata
Katkıları nedeniyle
TEŞEKKÜR PLAKETİ
1998 Sakarya Üniversitesi Kampüsünde
4.KİŞİSEL RESİM SERGİSİ
Adapazarı B. Şehir Belediyesi Kültür ve Sanata
Katkılar nedeniyle
TEŞEKKÜR PLAKETİ
1999 Adapazarı Abasıyanık Sanat Merkezi
5.KİŞİSEL RESİM ‘DESEN’ SERGİSİ
Adapazarı B. Şehir Belediyesinden
‘Fahri Sanat Danışmanlığı’
nedeniyle TEŞEKKÜR BELGESİ
1999-2000 Konya M.Akif Ersoy Lisesi Resim
ve S.Tarihi
Öğretmenliği
2000-2002 Konya Çimento And. Güzel Sanatlar
Lisesi Resim Öğretmenliği
TEŞEKKÜR BELGELERİ
2002 Konya (ASM)
ANADOLU SANAT MERKEZİ kurucusu
Konya ANADOLU SANAT MERKEZİ.
6.KİŞİSEL DESEN & YAĞLIBOYA RESİM SERGİSİ
Konya Milli Eğitim Müdürlüğünden
MESLEĞİNDE ÜSTÜN HİZMET PLAKETİ
2003 Konya B. Şehir Belediyesi Koski Md. ‘SU’ Afiş Yarışması
SERGİLENMEYE DEĞER
Konya B. Şehir Belediyesi Koski Md. TEŞEKKÜR BELGESİ
Konya (ARA) AKADEMİK RESİM ATÖLYESİ kurucusu
Konya-Karatay Belediyesi
Mevlana 730.Vuslat Yılı nedeniyle
Karma Sanatlar Sergisine Katkılarından.
TEŞEKKÜR BELGESİ
2003-2004 Konya Karatay Belediyesi
Karmek El Sanatları
Merkezi Sergisine
Katkıları nedeniyle TEŞEKKÜR BELGESİ
2005-2006 GESAM Üyesidir.
1964 yılında İstanbul ilinde dünyaya geldi. 11 yaşında kolit hastalığına yakalandı. Sertab Erener Işık Lisesi ve İstanbul Devlet Konservatuvar'ında eğitim aldı. Mezun olduktan sonra çeşitli gruplarda ve Sezen Aksu'nun yanında vokalistlik yaparak profesyonel müzik hayatına başlayan Erener 1990'ların başında Sezen Aksu'nun desteğiyle adını duyurmaya başladı. Bu arada 1989'da Sertab Altın olarak Klip Grubu'yla "Hasret", 1990'da "Sen Benimlesin" şarkılarıyla 2 kez Türkiye Eurovision elemelerine katıldı ama ülkemizi temsil edemedi. Sertab Erener'in ilk albümü 1992 yılında çıkardığı Sakin Ol'dur. 1994'de La'l ve 1996'da Sertab Gibi albümlerini yaptı. 2000 yılında Voice Mail grubu ile Zor Kadın adlı şarkısını Akapella tarzında söyledi ve dünya listelerinde şans aradı. Aynı yıl Bu Yaz adlı single'da Ricky Martin ile söylediği Private Emotion ve Yunan sanatçı Mando ile yaptığı Aşk/Fos adlı düetlere yer verdi. Fikret Kızılok'un bestelediği Kumsalda adlı parçasıyla sunduğu son albümü Turuncuyu 2001 Haziran ayında çıkardı. Sertab Erener 2003
Eurovision Şarkı Yarışması'nda Every Way That I Can adlı parçayla Türkiye'yi temsil etti ve Eurovision birincisi oldu. Eurovision birincisi olduktan sonra ilk ingilizce albümü olan No Boundaries'i çıkardı. Bu albümün içindeki "Here I Am" adlı parça da büyük ilgi topladı.
2005 yılında çoğunluğunu kendi söz ve müziklerinin oluşturduğu Aşk Ölmez adlı albümüyle bu kez daha olgun ve kendi halinde şarkılarla gündeme oturan Sertab, aynı yıl Eurovision için bir kez daha sahnedeydi. Everyway that I can, Eurovision Şarkı Yarışması 50.Yıl Özel şovunda, 1000'i aşkın şarkı arasında tüm zamanların en iyi 9.şarkısı seçildi. 2003 Eurovision Şarkı Yarışması'nda Every Way That I Can adlı parçayla Türkiye'ye 1.lik getirmiştir.
AYDIN AKTAY
1971 Siirt merkez ilçe doğumlu. ilk ve orta öğrenimini Siirt'te tamamladı. 1995 yılında Sakarya Üniversitesi Sosyoloji Bölümüne girdi. 1999'da mezun oldu. Aynı yıl Kırıkkale Üni. Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Anabilim dalında yüksek lisansa başladı. 2002'de "Türk solunda yerlilik sorunu: Birikim Dergisi çevresi örneği" adlı teziyle yüksek lisansını tamamladı. Şiir ve deneme alanında çeşitli dergilerde çalışmaları bulunmakta, yayınlanmaya hazır bir şiir kitabı "süveyka" ve bir deneme kitabı "yaşamak kırılmaktır." bulunmaktadır. Halen Ankara'da Açı Dershanelerinde Felsefe grubu öğretmenliği görevini yürütmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır.
www.milliegitim.biz
www.siirtliler.net
sitelerinde Rehberlik bölümü baş editörü. Haberler editörü. Tüm bölümler yardımcı editörüdür.
www.fikiryorum.net sitesinde de yazan Aydın Aktay'ın Çalışmalarından bazıları; "tezkire", "aklın ve bilimin aydınlığında eğitim", "itaki" "siyah", "haksöz" dergileri ile; "Siirt ciran haber gazetesi" ve "yeni Sakarya" gibi yerel gazetelerde yayınlanmıştır.
Oyuna Yeniden Başlamak
"Bakınıp Duruyorken, Orda bir yerlerde"
Gördüm, sararan bedenlerin her biri memnunmuş renginden
ve her renk kendini solmaz söylemlere yaslamış,
ölüm bir utanç gibi yakalamış her yerimizden
kıskıvrak giyinmişiz çünkü...
Sefaletten sefahatlar devşirmek şanımızdandır.
Şanımızdandır içli ezgilere bürüyerek şarkılarımızı,
bir melhem etkisi bekleyerek yaralarımıza sürünmek
o, kapanamaz sandığımız yaralardan
bir kabuk bağlasın diyedir çabalarımız,
boş,beyhude ve saçma,
eni sonu budur işte,
kefen giyinir, bitiriveririz hayata dair tüm şakalarımızı,
sonra şarkılarımız biter,
başlar, ardımızdan döküleceği muhtemel söylevlerin
gürültüsü
öyleyse bize oynamak düşer,
trajedileri komedyaya uyarlayan bir tiyatronun
bize biçsin istediğimiz rolünü,
ve oyun yeniden başlar...
Sanatçıların telif hakları dikkate alınarak bir eseri yayınlanmıştır.
siirtevi.blogspot.com-teşekkürler
CUMHUR KILIÇÇIOĞLU
1938 yılında Siirt’te doğdu. Aslen Pervari’nin Gölgeli (Deştetan)
köyündendir.
İlkokuldan sonra öğrenimini hariçten tamamladı. TODAİE
Sevk ve İdare Yüksek Okulu mezunudur.
Tanin, Yeni Sabah, Hürriyet, Milliyet,
Cumhuriyet Gazeteleri, TRT ve AA Siirt Muhabirliğini yaptı.
KATILIM Dergisi Bölge temsilcisidir.
Ankara Çağdaş Gazeteciler Derneği,
Türk Yazarlar Sendikası, Basın Konseyi,
Güneydoğu Gazeteciler Cemiyeti üyesidir.
Türk Basın Birliği Siirt Şubesi Başkanlığını yaptı.
Anadolu Basın Birliğinin kurucularındandır.
55nci Hükümette Devlet Bakanı Prof.
Dr. M. Salih YILDIRIM’ın Basın Danışmanlığını yaptı.
Mesleki yarışmalarda 42 yılda kazandığı 42 ödül
arasında Basın Yayın Genel Müdürlüğü ve
Çağdaş Gazeteciler Derneğinin ödülleriyle,
Muammer Yaşar Bostancı Haber ödülü,
Umut Vakfı Silaha Hayır ödülü, Metin GÖKTEPE
2001 Yılı Jüri Özel Ödülü ile Gayrettepe ROTARY
2003-2004 üstün hizmet ödülü de bulunuyor.
Siirt tanıtımına yönelik basılmış 6 kitabı vardır.
Halen Siirt’te yayınlanan MÜCADELE Gazetesinin Sahibi,
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve Muhabirliğini yapmaktadır.
Bağımsız İletişim Ağı (BİA) Proje Danışma Kurulu
üyesi ve Mezopotamya Havzası Gazeteciler ve
Yayıncılar Derneği Genel Başkanıdır. Türkiye
Gazeteciler Federasyonu delegesidir.
siirtevi.blogspot.com
Necmettin Bey (BİLGİN)
1920
Doğum Yeri : Siirt
Doğum Tarihi : 1875
Baba Adı : İsmail
Öğrenimi : Rüştiye
Bulunduğu Görevler : Vilayet Muhasebi-i
Hususiye Müdürü, 1 inci Dönem Siirt Milletvekili.
Medeni Hali : Evli, 4 Çocuk
Ölümü : 02.07.1933
ÇETİN BİLGİN
1955 Siirt’te doğdu.
1975 Haydarpaşa Erkek Lisesinden Mezun oldu.
1977-1982 Profesyonel tiyatro Faaliyetleri.(Oyunculuk,dekor ve kostüm)
1977 Birincilikle girdiği Atatürk Eğitim Fakultesini terk etmek zorunda kaldı.
1978 İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisine girdi.
1984 Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümünden
Yüksek Lisansla mezun oldu.
1996 İngiltere Edinburg Printmakers Workshop & Gallery.Uygulma Atölye Çalışmalarında
bulundu.
Sanatçı çalışmalarını kendi atölyesinde sürdürmektedir.
Kişisel Resim ve Gravür Sergileri -ödüller :
1984 Günümüz Sanatçıları 5.Açık Hava Sergisi.’’ödül’’Devlet Resim Heykel Müzesi.
1992 Galeri Baldem-İstanbul.
1994 Yeni eğilimler Sergisi-‘’Onur Belgesi’’-İstanbul.
1995 Ekol Sanat Galerisi—İstanbul.
1995 Kültür Merkezi Sanat Galerisi.Fethiye.
2000 Hobi Sanat Galerisi-İstanbul.
2001 Atatürk Kültür Merkezi-İstanbul.
2001 Levissi Sanat Galerisi-Fethiye-Dünya Dostluk ve Barış Köyü Kayaköy.
2003 Ziraat Bankası Tünel Sanat Galerisi-İstanbul.
2003 13. İstanbul Sanat Fuarı-Tüyap-İstanbul.
2004 14. İstanbul Sanat Fuarı-Tüyap-İstanbul
2004 Küyad Sanat Galerisi-İstanbul.
2005 Galeri Soyut-Ankara.
2005 ‘’Aslolan Ruhsal Olandır’’15.İstanbul Sanat Fuarı-TÜYAP
Karma Resim ve Gravür Sergileri :
1982 Günümüz Sanatçıları 3.Açık Hava Sergisi.Devlet Resim Heykel Müzesi.
1983 Viking Kağıt veSelilöz A.Ş - İstanbul
1984 Galeri Lebriz-İstanbul
1987 MSÜ 1937-1987 Gravür Çalışmaları-Atatürk Kültür Merkezi.
1992 Sanatçılar Dayanışma Sergileri.-MSÜ-İstanbul.
1992 Plastik Sanatlar Sergisi-MSÜ-Ankara
1992 İstanbuldan Sanatçılar Sergisi-Arkeoloji Müzesi-Fethiye.
1992 2. İstanbul Sanat Fuarı-İstanbul.
1994 Ekol Sanat Galerisi-İstanbul.
1994 4.Uluslararası Sanat Fuarı- Tüyap -İstanbul.
1994 55.Devlet Resim Heykel Sergisi.-Ankara.
1994 52 Türk Sanatçısı Newyork ve Washington Sergileri.MSÜ.
1995 Art Activities.Ocakköy 10 .Anniversery-Fethiye
1995 DYO . Yaşar Eğitim ve Kültür VAKFI –İstanbul.
1996 Nuans Sanat Merkezi-İstanbul
2001 Başlangıcından Bugüne Türkiyede Gravür Sergisi-45 sanatçı-
Karşı Sanat Çalışmaları -İstanbul.
2002 Mahmut CUDA nın anaısına –Arkeoloji MÜZESİ-Fethiye.
2002 12.Uluslararası Sanat Fuarı-Lütfi Kırdar Kongre Salonu-İstanbul.
2005 ‘’Resmin Haysiyeti’’-Kargaşa 5-Kargart-İstanbul.
2005 ‘’Artrol’’-İstanbul Modern Sanatlar Galerisi.
2005 ‘’Çizgi’’ Deniz Müzesi SANAT Galerisi-İstanbul.
2006 Uluslar arası Çağdaş sanat fuarı(Contemporary İstanbul Art Fair)-Lütfi kırdar Kongre Salonu.
2007- Uluslar arası Çağdaş sanat fuarı(Contemporary İstanbul Art Fair)-Lütfi kırdar Kongre Salonu.
2007-Atatürk Kültür Merkezi-istanbul
Salih Efendi (ATALAY)
1920
Doğum Yeri : Siirt
Doğum Tarihi : 1873
Baba Adı : Abdülferit
Öğrenimi : Medrese
Bildiği Diller : Arapça, Farsça
Bulunduğu Görevler : Müderris, Siirt Umumi Meclis ve Daimi Encümen Üyesi, 1 inci Dönem Siirt Milletvekili.
Medeni Hali : Evli, 2 Çocuk
Ölümü : 02.07.1961
Şevket DAĞ
1939, 1943
Doğum Yeri :İstanbul
Doğum Tarihi : 1875
Baba Adı : İsmail
Öğrenimi : Sanayi Nefise Okulu
Bulunduğu Görevler : Güzel Sanatlar Akademisi Ressam ve Muallimi, İstanbul Kız Muallim Mektebi Resim Muallimi, 5. Dönem Konya, 6, 7nci Dönem Siirt Milletvekili.
Medeni Hali : Evli, 2 Çocuk
Ölümü : 23.05.1944
Lütfi YAVUZ
Doğum Yeri :Siirt
Doğum Tarihi : 1906
Baba Adı : Derviş
Öğrenimi : İdadi
Bulunduğu Görevler : Belediye Başkanı, 7 nci Dönem Trabzon, 8 inci Dönem Siirt Milletvekili.
Medeni Hali : Evli
Ölümü :13.05.1958
Hilmi Yavuz
14 Nisan 1936'da İstanbul’da doğdu. Kabataş Erkek Lisesi'ni bitirdi. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ndeki eğitimini yarıda bıraktı. İngiltere'ye gitti. BBC'nin Türkçe bölümünde çalıştı. Londra Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Felsefe Bölümü’nü bitirdi. Türkiye'ye döndükten sonra çeşitli yayınevleri ve ansiklopedilerde görev aldı. Cumhuriyet, Milliyet, Yeni Ortam gazeteleri ve çeşitli dergilerde "Ali Hikmet" imzasıyla inceleme, eleştiri ve denemeler yazdı. Mimar Sinan Üniversitesi, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Boğaziçi Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalıştı. İlk şiirleri Kabataş Erkek Lisesi'nde edebiyat öğretmeni Behçet Necatigil yönetiminde çıkan "Dönüm" dergisinde yayınlandı. Bu dönemde daha çok İkinci Yeni akımının etkisinde imgeci şiirler yazdı. Sonraki yıllarda gelenekçilikle çağdaş bir bakışı kaynaştıran, biçim ve özün dengelendiği bir düzey sergiledi. İslam mistisizmi, özellikle de tasavvuftan yararlanarak kendine özgü bir sözcük dağarcığı geliştirdi. Halen Zaman gazetesinde kültür yazılarına devam etmektedir.
ESERLERİ:
ŞİİR:
- Bakış Kuşu (1969)
- Bedreddin Üzerine Şiirler (1975)
- Doğu Şiirleri (1977)
- Yaz Şiirleri (1981)
- Gizemli Şiirler (1984)
- Zaman Şiirleri (1987)
- Söylen Şiirleri (1989)
- Ayna Şiirleri (1992)
- Hüzün ki En Çok Yakışandır Bize (1989, toplu şiirler)
- Gülün Ustası Yoktur (1993, toplu şiirler 1)
- Erguvan Şiirler (1993, toplu şiirler 2)
- Çöl Şiirleri (1996)
- Akşam Şiirleri (1998)
- Yolculuk şiirleri (2001)
- Hurufi şiirler ( 2004)
- Büyü'sün Yaz (2006)
DENEME-İNCELEME:
- Felsefe ve Ulusal Kültür (1975)
- Roman Kavramı ve Türk Romanı (1977)
- Kültür Üzerine (1987)
- Yazın Üzerine (1987)
- Denemeler Karşı Denemeler (1988)
- Dil'in dili (1991)
- İstanbul Yazıları (1991)
- Okuma Notları ( 1992)
- İstanbul'u dinliyorum (1992)
- Modernleşme,Oryantalizm, İslam(1998)
- Yazın,Dil ve Sanat ( 1999)
- İslam ve Sivil Toplum Üzerine Yazılar (1999)
- İnsanlar,Mekanlar,Yolculuklar(1999)
- Özel Hayat'tan Küreselleşmeye(2001)
- Budalalığın Keşfi (2002)
- Kara Güneş ( 2003)
- Sözün Gücü ( 2003)
- Yüzler ve İzler ( 2006)
ANI-GÜNCE:
- GEçmiş Yaz Defterleri (1998)
- CEviz Sandıktaki Anılar(2001)
- Bulanık Defterler (2005)
ANLATI:
- Taormina (1990)
- Fehmi K.'nın Acayip Serüvenleri ( 1991)
- Kuyu(1994)
not: Bu üç anlatı, can yayınlarından 1995 yılında ,'üç anlatı' adı altında basılmıştır.
Ayrıca Hilmi Yavuzla yapılan söyleşiler ve biyografik eserler de şunlar:
- Şiir Henüz (söyleşi- derleme,1999)
- Doğu'ya ve Batı'ya yolculuk(söyleşi,2003)
- Şiirim gibi Yaşadım (biyografi ,2006)
ÖDÜLLERİ
- 1978 Yeditepe Şiir Armağanı
- 1987 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü
DEVAM EDECEK.
Siirt/uyu halkım uyu. uyu uyu yat uyu...
YENI FiSLER
börtegül başını ört, ört börtegül ört.
bak berkecan ne güzel sarık, sende sar berkecan.
hedenur yakanı kapa, kapa yakanı kapa.
cemile mevlüte pilav yap.
ışık ılık zemzem iç.
koş kamuran koş, kuran kursuna koş.
oruç aç ali.
sadık hoca, iftar topunu patlat.
oya çarşaf tak.
mülayim minareye çık.
tayyip yasa çıkar.
onayla abdullah onayla.
tayyip tabana oyna.
kömür dağıt, oy topla.
dağıt ihale dağıt.
sat sat sat.
petek ip atlama! kıçın görünür sonra! atlama petek atlama!
ali bana bak.
ipek başını ört.
emel eve gel. hemen eve gel.
murat kadrolaş. aman boş durma.
tayyip amca seni çok severiz.
emrah camiye koş, koş emrah koş.
ışıg ılıg süd iç ,elhamdülillah de.
gül abdullah gül.
uyu halkım uyu. uyu uyu yat uyu...
SELMAAKIN GİRGİN
’politikacılar tarafından haritadan silinmiş bir kenttir Siirt.’’
Siirtli bir gencin Siirt gerçeğiyle ilişkisi
‘’politikacılar tarafından
haritadan silinmiş bir kenttir Siirt.’’
http://www.siirtdogus.com da ilgimi çeken masumane bir yazıyı hem aktarmak hem de gençlerimizin hayalleri ile Siirt gerçekleri arasında ki ilişkilere dikkat çekmek istiyorum.
Mimari özellikleriyle kaybolan bir şehirdir Siirt .Yani bir anlamda hafıza ve hatıralarını yitirmiş bir kentir.Bir bakıma politikacılar tarafından haritadan silinmiş bir kenttir. Geçmişini arayan bu kentte gençlerin işi daha da zordur sanırım.Yaşlılar nostaljiyle ayakta durumaya çalışıyorlar.Yaşlıların hayallerinde eski Siirt, zaman aşınımına uğramadan duruyor.
Oysa gençler ! Gençlerin işi çok zor.Sokaklarında inek ve koyunların dolaştığı ,ekonomik sıkıntılardan dolayı çocuk boyacıların cirit attığı,susuzluktan kavrulan Siirti daha uzun süre çile çekmeye mahkumdur.Bilardo salonları, pırıl pırıl gençlerin zamanlarını harcadıkları yani geleceklerini pozuk para gibi harcadıkları yerler olarak durdukça Siirt daha uzun süre bugününü geleceğe aynı karelerle taşıyacaktır.
Geçmiş çoğu kez önümüze gelecek olarak gelir.Bir geçmişliğe ihtiyaç vardır herzaman.Kültüre doygun bir geçmişlik. Siirtli gençler ne yazık ki şimdiki siirtin gericileşen yüzünü görüyorlar Siirt’in tarihinden ve gerçeklerinden bi haber olarak.
Eyfel kulesini Siirtin ortasına kolajlayan genç arkadaşımız konuya ilişkin ip uçları veriyor zaten. muzurluk olarak tanımlıyorsa da sonuçta masumane olarak görüyorum ancak …
’’Eyfel kulesi’’ ne ilerlemeye nede Siirt gerçeğine yakın duran bir tasarı veya hayal .Siirti bu kendi gerçeğini beslemekten uzak hayallerimizle hiçbir yere götüremedik .Karamsarlık değil benim ki .olsa olsa umutsuzluk hali.Biliyorum ki umut yoksa karamsarlık ta yoktur.o halde karamsar değilim.’’her yeniden’’ zaten umutsuzluktan doğmaz mı?
Hep hayal ve umut. En kırılgan yerimiz.Hayal gücümüz de en aldatılan yanımız oldu.
Süleyman Demirelleri,Erdoğanları,Fadıl Akgündüzleri tarih sahnesine çıkaran da bu masum hayal gücümüz.sonrada hep aldatıldık diye feryat ederiz ve daha çok aldalıcağız bu gidişle .
Çocuk iken hükümet konağında tezahürattan gaza gelen zamanın politikacısı ve 35 sene ülkemin anasını ağlatan Süleyman Demirel bağırıyordu’’Siirt’e deniz getireceğim’ .O Yıllardan bu yana Siirt politikacıların oy dilendikleri ve ihanet ettikleri bir şehirdir.
Süleyman Demirelin bu gerçek dışı politik söylemine inanın herkez inanmıştı o zamanlar.Çünkü Siirtliyi hayalleriyle başbaşa bırakırsanız Siirt’ti deniz kenarında hayal kurmaktan alıkoyamazsınız.Deniz kenarında bir Siirt.Eyfel Kulesine takılı bir Siirt.Ya da…….Siirt’in ortasında bir Eyfel.
Eyfel kulesi veya deniz ne fark eder.
……………………gözlemci
Siirtli bir gencin hayalleri
‘’Öncelikle Eyfel Kulesinin kısaca bilgilerine göz atalım; Fransa`nın başkenti Paris`in sembolü olan, 324 m. yükseklikteki(antenle birlikte) demir kule, Sen Nehri kıyısına 1889 yılında inşaa edildi. Yapan mühendisin ismiyle anılıyor: Gustave Eiffel. Mimarın ismiyse Stephen Sauvestre.
Kule 1887-1889 arasında tam olarak (2 yıl, 2 ay, 5 gün)de inşaa edilmiş. 50 mühendis, 5.300 ozalit plan kullanılmış, 100 demir işçisi, 121 işçi çalışmış. Toplam ağırlık 10.000 ton. Eyfel Kulesi, dünyanın en çok ziyaret edilen yeri olma özelliğine de sahip.
Evet Eyfel Kulesi Dünyanın 7 harikasından sadece birisi.
‘’Şimdi düşündüm de Siirt’e ne yapılırsa yapılsın, Siirt yine aynı Siirt…
Ya Siirt güzellikleri hak etmiyor, ya da insanlarımız bu kadar şeyi kaldıramıyor.
Gelişelim gelişelim diyoruz da, Türkiye’de Siirt’in artık savunulacak bir tarafı kalmadı diye düşünüyorum.
Ufak bir munzurluk yaptım ve EYFEL KULESİ’ni Siirt’in girişine yerleştirdim. Acaba Eyfel Siirt’te olsa ne olurdu diye düşündüm bir ara kendi kendime…
Evet aldığım cevap şu…
Sokaklarda yürürken iki adımda bir karşımıza çıkan o ufak boyacılar var ya bence her biri bir köşesinden tutar kim daha önce Eyfel’in üstüne tırmanır diye yarış yaparlardı, Eyfel Kulesinin altına bir çayhane açarlardı dışarıya da sandalyeleri atarlardı, Sabah’a karşı birileri gelir Eyfel Kulesinden birşeyler yürütmeye çalışırdı, İneklerimizi Eyfel Kulesinin etrafında otlatırdık, Seyyar satıcılarımız el arabalarıyla gelen turistlere birşeyler satmaya çalışırlardı, Semt Pazarına gitmemekte ısrar eden balıkçılarımız soluğu Eyfel Kulesinin civarında alırlardı ve bu örnekleri daha bir sürü çoğaltabiliriz.
Siirt’te Eyfel Kulesini sizde kafanızda canlandırabildiniz mi benim gibi. Sonumuz nasıl olurdu…
Şunu belirtmek isterim ki Siirt’in kıymetini bilelim ve bir hiç uğruna memleketimizi harcamayalım, olumsuzlukları elimizden geldiği kadarıyla aza indirgeyelim…
Bu sefer ki Sloganımız HER ŞEY SİİRT İÇİN….’’