Cigor ,Türkmen ve Arap kökenli Siirt halkının mahalli bayramlarından birinin adıdır. Siirt nufusunun bir bölümünü oluşturan Ermeni halkının Paskalya günlerine denk düşerdi. Ermeni halkının oruç tuttuğu günlerdir.Oruç süresi 40 gündür.40 ıncı günün sonunda evlerde ‘’kitel ‘’ dediğimiz yemek yapılır.Ermeni halkı Proteyinli yiyecekler yemiyerek oruç tutarlardı.Türkmen ve Arap kökenli Siirtliler de Cigor bayramının ilk gününde ‘’cokat ‘’denilen yağlı bir yemek türü yaparlardı.Bu yağlı yemek yine yöresel adı’’bumbar’’ ve ‘’zımbılok’’ adı ile bilinir. hayvan bağırsak ve miydesinden yapılırdı.Bumbar kesilen hayvanın miydesinden,zımbılok ise ince bağırsağından yapılırdı.Önceden temizlenmiş, tuzlanarak kurutulmuş veya taze olarak itinayla temizlenmiş kalın bağırsakların bir ucu dikilir. Yıkanmış ıslak pirinç, karabiber , maydanoz ve kıyma ( elle ince doğranmış et ) karıştırılarak bağırsak içine doldurulur. 30-40 cm. olacak şekilde öbür ucu da dikilir.
Bağırsağın hava almasını sağlamak için çeşitli yerlerden şişle delik açılır ve kazanda ılık su içine bırakılır. Bir buçuk saat kadar kaynatılarak pişirilir. Bağırsaklar dolgun vaziyete geldiği zaman ateşten indirilir. Kaynar sudan alınan bumbarlar geniş bir kabın içine konur ve üstü bir bezle örtülerek 20 dakika dinlendirildikten sonra servis yapılır.yanında halk tabiriyle hoşaf ,başka adı komposto ile yenmesine doyum olmaz.bu yemekler halen Siirt ve Mardinde yapılmaktadır.
Türkmen ve Arap halkı Cigor Bayramında ‘’Rasıl Hacer’ a gidilir..Burada yemekler yenir ,içilir.Şarkılar söylenir.Kuru yemiş bol miktarda getirilir.Yemekler ve kuruyemişler ,tatlılar(rayoşmiketip,baklava vs) herkese dağıtılırdı.Cigor bayramında çocuklar gündüz vakti tekerlemelerle çaldıkları kapılardan asma dalları toplarlardı.Bu toplanan çalı çırpılar mahalle aralarında toplanırdı ve bu toplanan çırpılar bazen metrelerce yüksek olurdu.Ateşe verildiklerinde Siirt yangın yerine dönerdi.Gece karanlığında da ‘’suke’’ dediğimiz yaşlı asma ağaçlarının gövdeleri ateşe verilir damlarda yakılarak dönderilirdi.Siirt’i tepelerinden birinde izlediğinizde sokaklardaki ve damlarda ki yanan ateşlerin görüntüsü karşısında dehşete düşerdiniz.Gökyüzündeki yıldızlarla yeryüzündeki ışıklar bir birine karışırdı.Damlarda yanarak dönenen ateşler yıldızları da beraberinde sürüklerdi gecenin karanlığına .
Gece boyunca yanan ateşler gecenin geç saatlerine doğru köz olduğunda toplanan halk ateşlerin üzerinde yürüme ve atlamaya çalışırlardı.O yılların Siirt’i kozmopolit bir yapıya sahipti.Halklar birbirleriyle çok iyi anlaşıyorlardı.Karşılıklı farklı tavırlara bile bir espiri değeri olarak bakılırdı.Bu kin ve düşmanlığa neden olmazdı.Siirt halkı kozmopolit oluşuyla çok zengin bir halktır.Türkmen ve Arap kökenli halkların diğer halklarla da akrabalık ilişkisi olmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder