’’Şimdi radyo tiyatrosu’’
zamanıdır der
geçerdiniz radyonun başına.
Düş gücünüz devrededir artık.
‘’ÇÖL SİSİ İLE GELİP,ÇÖL SİSİNDE KAYBOLAN ŞEHİR’’
(Siirt’in tarihi evleri günümüze kadar ne yazık ki gelememiştir.Mimarinin korunmasına ilişkin hiçbirşey yapılmamıştır.)
Ayağınızın topuğunu yorganın
esaretinden kurtarıp hafifçe yerde
ki caz toprağa değdirmeyi de
ihmal etmeyin.
Damlar kenarları yarım duvarlı, çoğu çinko çatılıydı .Yazın bu evlerde çatılarda yatılırdı.Yıldızlara bakarak dalar , uyuduğunuzun farkına bile varamazdınız.Sabah uyanamamanın çözümü kolay.Güneş kovalar siz kaçarsınız.Başınızı doğan güneşten korudukça bomba patlasa başucunuzda uyanamazsınız.Ayağınızın topuğunu yorganın esaretinden kurtarıp hafifçe yerde ki caz toprağa değdirmeyi de ihmal etmeyin.Serinlik takviyesi için sadece.
Bağ bozumundan sonra üzüm şırasıyla cevizli sucuk yapılırdı ve kurutulmak üzere çatılara asılırdı.Göz gözü görmezdi . Kışlık için kavurmalar da avlularda pişirilirdi.Ortak kulanılan ve dört kişinin kaldırabileceği ağırlıkta dört koç başlı dövme kazanda yapılırdı kavurmalar.
Çıldırma vaktidir
Avlular ve orta yerde havuz ;su sesi ,zamanın hızlı akışına izin vermezlerdi.Dışarda güneş zamana boyun eğmişken içerde mistik ışıklar birbirleriyle cilveleşirler,raksederlerdi.Seyredilmelerine doyum olmazdı.Mutfakların pencereleri oldukça küçük ve tavana yakın yerlerde olurdu . Bunlar ‘’güvercin pencereleri'' denirdi.Mutfakların zifiri karanlığına düşen ışıklarında güvercin gölgeleri boğulurdu.Saatlerce seyrederdiniz,ışık ve gölgelerin boğuşmalarını.Düşgücünüzü artık kimse tutamazdı.Avlularda oturma yerleri ,taş divanlar mevcuttu.Mayıs sonu geceleri ateş böcekleri , avluları yangın yerine çevirirdi.Kışın ise kafanıza dikkat etmelisiniz.Dolu , ceviz büyüklüğünde kurşun gibi yağardı .Çatılardan gelen seslerle savaş alanında hissederdiniz kendinizi .Şimdi çocukların sevinçten çıldırma vaktidir.
otlu peynirle
yemeğe doyulmazdı
Her evde mutlaka bir kuyu vardı.Kuyular avlularda yada iki bina arasında yani duvarın içinde olurdu.iki evin arasında kuyular her iki eve de su taşırdı. Ekmekler,yemekler ,çörekler tandırlarda pişerdi.Dandırlar avlularda olurdu.Çatıda olanlarına da rastlanabilirdi.Tandırları genelde deneyimli kadınlar yapardı.
‘’Kaak’’ekmeği otlu peynirle yemeğe doyulmazdı. Bu ekmeklerde evlerdeki tandırlarda pişirilirdi.
Ana kapılar ahşap olup üzerilerinde dövme tokmaklar bulunurdu.Pencerelerinde çok zarif ferforje demir kafesler bulunurdu. Komşu evlerin avluyu tamamlayan duvarlarında pencere olmazdı.yalnız güvercin pencerelerine rastlar,evlerin avluları mahremiyet özelliği taşırdı.
Kubbelerin, tonozların dikey boşluklarına Kambik denilen içerisi boş toprak kaplar yerleştirilmiştir. Böylece dolgularda ağırlıklar azaltılmıştır. Binalar dar sokaklarla birleşirler.Duvarların zorunlu olarak kalın olması kışın soğuklarda sıcak, yazın sıcaklarda serinlik sağlamalarına yarar .Evlerin dikdörtgen pencerelerinin çok küçük ölçüde oluşlarında da yine iklimin etkisi bulunmaktadır. Siirt evlerinde kapalı bir yaşam biçiminin etkisi açıkça görülür.””Evlerin kalınlığı 50-120 cm. arasında değişen yığma tekniğinde moloz taş duvarları Cas denilen bir nevi sıva ile sıvanmıştır. Siirt sivil mimarisinde yaygın biçimde kullanılan Cas şehrin çevresinden sağlanan alçı taşının fırınlarda yakılıp öğütülmesi ile elde edilmiş bir kaba, alçı sıva türüdür. Bunun çabuk sertleşmesinden ötürü evlerde sık görülen kubbelerin kalıp dökülmeden yapılmasında büyük etken olmuştur. Bununla beraber dayanıksızlığından ötürü de nemden etkilenmiş ve sürekli onarıma gereksinim göstermiştir. Zamanla ustaların ölmesiyle ve yeni ustalar yetişmediğinden onarılamayan binalar yıkılmaya başlamıştır.Ustanın olmaması yüzünden onarılması gereken binalarada önce nişler, yataklıklar sonra küçük odacıklar ve pencere boşlukları doldurulmuş,duvarlar kalınlaştırılmıştır.Yapı malzemesinde ki değişiklik söz gelimi biriket kullanılmasıyla mimari özelliklerini kaybeder duruma gelmişlerdir.
Siirt’te evler
insanların üstüne yıkıldı.
Siirt evlerine benzeyen bir başka örnek te Kayaköy’dür.Fethiye’ye bağlı bir Köy olan ve 1922 Mübadele köyü ‘’Kayaköy’ de aynı kaderi paylaşıyordu.Arada bir fark vardı.Kayaköyde halk mübadele(değişim) nedeniyle göç ettikleri için evler yıkıldı.Siirt’te evler insanların üstüne yıkıldı.
…………………..devam edecek
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder